Geçen salı, iş gereği Kütahya Seyitömer Termik Santraline ihaleye katılmaya gittim. Arabayla TEM’den akıp, Adapazarı’nda Bilecik-Antalya çıkışından D-100’e geçtim. Tabi bu durumda hem Geyve hem de Pelitözü yol üstünde olmuş oldu.
Nasıl özlemişim… Hem iş hayatı, üstüne ayağımdaki sakatlık, eh önceden sıcaklardan dolayı indoor antrenmanları da bırakmıştık, oldu mu sana aylardır tırmanış namına hiçbir şey yapmayan ex-tırmanıcı modeli?!
Bilecik’e yaklaşırken her yer delik deşik! Sağolsun hızlı tren, birilerinin cebine iyi para giriyor! Yolculuk devam ederken adeta eskilerden, tanıdık bir vadi görüyorum… Hmm, şimdi bir tünelden geçmem gerekiyor, ardından sağımda Paralel Çatlak olması gerek diyorum. Ve oluyor da 🙂
Yola devam etmekte olduğumdan diğer tünele girene kadar olabildiğince çok şey yakalamak, maziyi anmak istiyorum… Sağımda Paralel Çatlak, “düşen ölüyor patikası” olduğu gibi duruyor… Ahh, Misyoner! Ben de yeri ayrı… Uçan Kaz…. HOP! Araba hızla geçiyor orayı 🙁 Hemen solumda La Haine sektör… Erkan’la gitmiştik bir kere, peşimizde bir köpek, etrafımızda havlayan başka köpekler 🙂
Kaldığımız evi görmek istiyorum, ama yolun yüksekliğinden göremiyorum… Yukarıdaki şantiye duruyor… Gözlerim eve gidebilecek bir yol arıyor ve EVET! yol var 🙂 Köprüye gelmeden heme önce, toprak bir yol! Hemen saate bakıyorum; yaklaşık 2,5 saatte Üsküdar’dan Pelitözü’ne gelinebiliyor! Tanrım!!! Nasıl da gelmek istiyorum Pelitözü’ne!!! Eminim şu anda bu kelimeleri okuyan Sevilve diğer MudadosT”lar da benim gibi düşünüyor: en kısa sürede bir araba ayarlayıp Pelite akmalı!!
Diğer tünele girmeden hemen önce vadiye son bir kez bakıyorum… Evde ön odada kalırken, ay ışığı altında bu manzara eşliğinde uykuya dalmalarımı, sabah kalktığımda bu manzarayı görüşlerimi hatırlıyorum.. Hemen ardından gaste üzerinde yapılan kahvaltılar, mokka express ile hazırlanan bünyeyi diriltici kahveler… Proje rotayı zihinde canlandırmalar…. Ooof of! 🙂 Gidelim dostum!
HOP! Tünele girdim bile.. Hmmm, adamlar iyi tünel yapmışlar… Yalnız bitmiyor :S Meğersem 2,5 km imiş! Az mı dinamit sesleriyle uyandık? Gerçi sonra alıştık 🙂
Pelitözü’nü geride bırakırken aklımda iki düşünce var: En yakın ne zaman gelebilirim? ve “O” bizi özlemiş midir?
Barış Güzel